Yazar Lee Hoyoo
Lee Oesu (1946. 9.10. ~ 2022. 4.25.)
Lee Oesu, Güney Koreli bir yazar ve sunucudur. Sıradışı ve bilge bir imajı olduğundan, oldukça özgün bir yazar olarak kabul edilir. 1946 yılında 10 Eylül'de Güney Kore'nin Güney Gyeongsang eyaletinin Hamyang ilçesi Sudong beldesi Sangbaek köyünde doğmuştur. Dışarıdaki 'dış' anlamına gelen 외(wae) ve sırası olan 'üstün' anlamına gelen 秀(su) kelimelerini birleştirerek adını Lee Oesu koymuştur.
Yazdığı romanlar arasında Nişan, Rüya Gören Bitki, Kış Uykusu ve Byukogumhakdo bulunurken, şiir kitapları arasında 'Çiçek Şarabı Kelebek', 'Hasret de Fosil Olur', 'Adın Kalbime Soluduğu Sürece' yer almaktadır.
Bunların dışında deneme kitapları olarak 'Uykuma Yağmur Yağarken', 'Uçan Devekuşu', 'Haak Haak' gibi eserleri de bulunmaktadır.
○ Ebeveynlerinden veya gökyüzünden hiçbir şey miras almadıysan, senin hayat yolun doğal olarak asfaltlanmamış bir yol gibi engebeli olacaktır. Ve kaçınılmaz olarak sayısız engele takılacaksın. Ancak korkma. Her engel bir deneyimdir ve her deneyim bir bilgeliktir. Unutma, her başarı her zaman engellerin ardında seni beklemektedir.
○ Yol olduğu için ben gidiyorum değil, ben gittiğim için yol oluyor.
○ Dünyanın değişmesini dilemek yerine, kendinin değişmesini dile.
○ Dünyadan çok şey bekleyenlere, vazgeçmeye zorlayan hayal kırıklığı ve başarısızlık adlı davetsiz misafirler gelir. Kendinden çok şey bekleyenlere ise, meydan okumayı teşvik eden başarı ve umut adlı davetliler gelir.
○ Hayatının sahibi dünya değil, sensin.
○ İstediği her şey sonsuzken, vermek istediği hiçbir şey olmayan insanları yakınında tutma.
○ Sürekli yer ama asla boşaltmayan bir alışkanlık yüzünden midesi sadece dışkıyla dolu olan bir insan, artık insan olmaktan vazgeçtiği kabul edilebilir.
○ Çok bilen biri olmaya çalışmak yerine, çok hisseden biri olmaya çalış. Çok hisseden biri olmaya çalışmak yerine, çok anlayan biri olmaya çalış.
○ Dağ kadar yüksek bilgi bile, bir zerre kadar küçük bir anlayışla yıkılabilir.
○ Hayatı yaşarken, görüşleri ve savunmaları kendilerinden farklı olan insanları 'farklı insanlar' olarak değil, 'yanlış insanlar' olarak nitelendiren ruhsal açıdan olgunlaşmamış kişiler vardır. Genellikle kendilerinin de 'yanlış' olabilecekleri şüphesini hiç taşımamışlardır. Kendilerini her zaman 'doğru' olarak düşünürler. Başarma olasılıkları son derece düşüktür.
○ Vazgeçme. Umutsuzluğun dişleriyle yüreğini ısırmış olanlar ancak umudu avlayabilir.
○ Sen kendi zamanının sahibisin.
○ Bana neyin mavi olduğunu sorma. Senin mavi olman gerçektir.
○ Ayrılık yüzünden harap olan erkekler de vardır, ayrılık yüzünden şair olan erkekler de vardır.
○ Dönüp baktığımda, vücut ağırlığımdan bin kat daha ağır bir hayatı sırtımda taşıyarak buraya kadar gelmişim.
○ İyi bir eş, salyangozdan falan çıkmaz. Koca, ömrü boyunca yaparak oluşturur onu.
○ Hayatın cevabını bulmak zor değil. Sadece yaşayarak uygulamak zor. Anlama ağacında sevginin meyvesi, yanlış anlama yabani otunda nefretin dikeni çıkar. Anlamak, içsel bakış açısına dayanarak nesneye bakıldığında olgunlaşır; yanlış anlamak ise dışsal bakış açısına dayanarak nesneye bakıldığında filizlenir.
○ Sevdiğin sevgiyi dışsal bakış açısına dayalı olarak değerlendirme eğilimin ne kadar güçlü olursa, yanlış anlama ihtimalin de o kadar artar, bunu unutma.
○ Dışsal bakış açısını aşırı derecede önemsemeye başlarsan, sevdiğin kişinin içsel değerlerini ihmal etmeye başlarsın.
○ Gerçek sevgi, kalbin içindedir, kalbin dışında değildir.
○ Sevdiğin insanın sahip olduğu herhangi bir kusur, içsel bakış açısına dayanarak değerlendirilirse güzel bir şekilde açıklanabilir. Paspas örneğini düşün. Dışsal bakış açısına göre değerlendirilirse, son derece değersizdir; ancak içsel bakış açısına göre değerlendirilirse, son derece yücedir. Paspas, diğer nesnelerin üzerindeki kirleri temizlemek için kendi etini parçalamak zorundadır. Anlamak, senin de paspas olmayı seçmendir.
Yorumlar0